Bütün dünyada olduğu gibi Türkiye’de de toplumun her alanında Covid 19 salgınının yaygınlaşmasına bağlı olarak sosyal ve ekonomik alanlarda olduğu gibi eğitim alanında da bazı değişim ve değişiklilerle karşılaştık. En ama en önemlisi çevrim içi eğitime geçiş süreci olmuştu. Ne olduğunu daha idrak edemeden okulların kapanmasıyla birçok platform üzerinden öğrenciler ve öğretmenler internet üzerinden dersler yapmaya başladı. Hiç karşılaşılmayan bu duruma kimsenin hazır olmadığı gibi öğretmenlerde hazır değillerdi. Bir bilgileri yoktu. Eğitim fakültelerinde bununla ilgili eğitim almışlar mıydı? Bu soruların cevaplarını tabii ki de çok iyi biliyorsunuz. Teknoloji ile çok ilgisi olmayan öğretmenler zorluklarla karşılaştı. Öğretmenler sürekli materyaller ve çevrimiçi oyunlar kullanarak çevrimiçi dersleri daha verimli hale getirmeye çalıştı. Tabi ki de öğretmenler gibi öğrencilerde bu süreçle beraber birçok farklı yöntemlere adapte olmaya çalıştılar. Dersten kopan ya da katılmak istemeyen öğrenciler ders dinliyormuş gibi görünüp başka platformlarda ya da oyun sitelerinde gezindiler ama yoklamaya baktığında öğrenci ordaydı. Sınavlar internet üzerinden oldu ve bu sizce kimin bilgisini sınadı, hiçbir öğrencinin bilgisi sınanmadı. Salgın öncesinde okullar arasındaki imkân ve öğrenme farklılıklarının yerini, evler arasındaki imkân ve öğrenme farklılıkları aldı. Eğitime erişim uygulamalarının geliştirilmesine rağmen, içinde bulunduğu koşullar nedeniyle uzaktan eğitime erişemeyen öğrenciler vardı. Bu süreçte öğrenciler arasındaki uçurum, var olan eşitsizliklerin daha da öne çıkmasını sağladı. Öğrenme ve öğretme isteğinin azalması, sosyalleşme sorunu, motivasyonsuzluk, derse odaklanamama, ilgisizlik, yüz yüze eğitimde olduğu gibi öğrencinin yüzünden anlaşılan bir durum, uzaktan eğitimde anlaşılmadı gibi duyuşsal yönü ağır basan durumlar dikkate alınmadan bu işe girişmek yapılmış en büyük yanlışlardan biri oldu. Uzaktan eğitim çeşitli teknolojilerle desteklenen öğrenme ortamlarının avantajlarını da göz ardı etmesek daha doğru olacaktır. Yer ve zaman fark etmeksizin uzaktan eğitimin getirdiği ekonomik avantajlar sayesinde, geniş kitlelere esnek ve sürekli eğitim ortamı sunuldu. Farkında olarak ya da olmayarak öğrencinin araştırma, sorgulama, bilgiye ulaşma gibi becerileri de gelişti. Çevrim içi eğitimde öğrenciler sorularını sürekli öğretmenlere sosyal medya platformlarını kullanarak gönderdiler ve saat fark etmeksizin cevap buldular.
Hayatımıza olumlu ve olumsuz sonuçlarla giren çevrim içi eğitim, yüz yüze eğitime geçildiğinden beri hala kullanılıyor. Çünkü artık alternatif bir çözüm oldu. Bu sistem birileri tarafından suiistimal edilmediği sürece sürekli eğitim ortamının devamlılığından yana olabiliriz. Uzaktan eğitimin avantajlarını ve güçlü yönlerini desteklemek, dezavantajlarını ve eleştirilen yönlerini de yeniden ele almak gereklidir. Çünkü hayatımızın bir parçası olarak devam edecek..
aiogwb