Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK), beklendiği gibi politika faizini yüzde 14 seviyesinde sabit tuttu. Merkez Bankası, enflasyonda yakın dönemde gözlenen yükselişte, sıcak çatışma ortamının yol açtığı enerji maliyeti artışları, ekonomik temellerden uzak fiyatlama oluşumlarının geçici etkileri, küresel enerji, gıda ve tarımsal emtia fiyatlarındaki artışlar ile tedarik süreçlerindeki aksaklıklar gibi arz yönlü unsurlar ve talep gelişmelerinin etkili olduğunu bildirdi.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK), beklendiği gibi politika faizini yüzde 14 seviyesinde sabit tuttu. Merkez Bankası, enflasyonda yakın dönemde gözlenen yükselişte, sıcak çatışma ortamının yol açtığı enerji maliyeti artışları, ekonomik temellerden uzak fiyatlama oluşumlarının geçici etkileri, küresel enerji, gıda ve tarımsal emtia fiyatlarındaki artışlar ile tedarik süreçlerindeki aksaklıklar gibi arz yönlü unsurlar ve talep gelişmelerinin etkili olduğunu bildirdi.
TCMB Başkanı Şahap Kavcıoğlu başkanlığında, Taha Çakmak, Mustafa Duman, Elif Haykır Hobikoğlu, Emrah Şener, Yusuf Tuna’nın katımıyla düzenlenen PPK toplantısında alınan kararlarla ilgili şu açıklama yapıldı:
REPO İHALE FAİZ ORANININ YÜZDE 14 DÜZEYİNDE SABİT TUTULMASINA KARAR VERİLDİ: “Tüm politika araçlarında kalıcı ve güçlendirilmiş liralaşmayı teşvik eden geniş kapsamlı bir politika çerçevesi gözden geçirme süreci devam etmektedir. Kurul, politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranının yüzde 14 düzeyinde sabit tutulmasına karar verdi.
SAVAŞ, RİSKLERİ CANLI TUTARAK BELİRSİZLİKLERİ ARTIRIYOR: Çatışmaya dönüşen jeopolitik riskler ve salgında varyantlar, küresel ve bölgesel iktisadi faaliyet üzerindeki aşağı yönlü riskleri canlı tutmakta ve belirsizliklerin daha da artmasına yol açmaktadır. Küresel talepteki toparlanma, emtia fiyatlarındaki yüksek seyir, enerji başta olmak üzere bazı sektörlerdeki arz kısıtlarının daha da belirgin hale gelmesi ve taşımacılık maliyetlerindeki yüksek seviye, uluslararası ölçekte üretici ve tüketici fiyatlarının artmasına yol açmaktadır. Yüksek küresel enflasyonun, enflasyon beklentileri ve uluslararası finansal piyasalar üzerindeki etkileri yakından izlenmektedir. Bununla birlikte, gelişmiş ülke merkez bankaları artan enerji fiyatları ve arz-talep uyumsuzluğuna bağlı olarak enflasyonda görülen yükselişin beklenenden uzun sürebileceğini değerlendirmektedir. Bu çerçevede, iktisadi faaliyet, işgücü piyasası ve enflasyon beklentilerinde ülkeler arasında farklılaşan görünüme bağlı olarak gelişmiş ülke merkez bankalarının para politikası iletişimlerinde ayrışma gözlenmekle birlikte, merkez bankaları destekleyici parasal duruşlarını halen sürdürmekte, varlık alım programlarını azaltarak devam ettirmektedir.
CARİ İŞLEMLER DENGESİNDE ENERJİ FİYATLARINDAN KAYNAKLANAN RİSKLER YAKINDAN TAKİP EDİLİYOR: Kapasite kullanım seviyeleri ve diğer öncü göstergeler yurt içinde iktisadi faaliyetin, bölgesel farklılıklar ortaya çıksa bile dış talebin de olumlu etkisiyle güçlü seyrettiğine işaret ediyor. Büyümenin kompozisyonunda sürdürülebilir bileşenlerin payı artarken cari işlemler dengesinde enerji fiyatlarından kaynaklanan riskler yakından takip ediliyor. Cari işlemler dengesinin sürdürülebilir seviyelerde kalıcı hale gelmesi, fiyat istikrarı için önem arz ediyor. Kurul, uzun vadeli Türk lirası yatırım kredileri de dâhil olmak üzere kredilerin büyüme hızı ve erişilen finansman kaynaklarının amacına uygun şekilde iktisadi faaliyet ile buluşmasının finansal istikrar açısından önemli bir rol oynayacağını değerlendirdi.
SICAK ÇATIŞMA ORTAMI VE TEDARİK SÜREÇLERİNDEKİ AKSAKLIKLAR ENFLASYONDA ETKİLİ: Enflasyonda yakın dönemde gözlenen yükselişte, sıcak çatışma ortamının yol açtığı enerji maliyeti artışları, ekonomik temellerden uzak fiyatlama oluşumlarının geçici etkileri, küresel enerji, gıda ve tarımsal emtia fiyatlarındaki artışlar ile tedarik süreçlerindeki aksaklıklar gibi arz yönlü unsurlar ve talep gelişmeleri etkili olmaktadır. Kurul, sürdürülebilir fiyat istikrarı ve finansal istikrarın tesisi için atılan ve kararlılıkla sürdürülmekte olan adımlar ile birlikte, küresel barış ortamının yeniden tesis edilmesi ve enflasyonda baz etkilerinin de ortadan kalkmasıyla dezenflasyonist sürecin başlayacağını öngörmektedir. Bu çerçevede Kurul, politika faizinin sabit tutulmasına karar vermiştir.
YÜZDE 5 HEDEFİNE ULAŞINCAYA KADAR ELDEKİ TÜM ARAÇLAR KARARLILIKLA KULLANILACAK: Alınmış olan kararların birikimli etkileri yakından takip edilmekte ve bu dönemde fiyat istikrarının sürdürülebilir bir şekilde kurumsallaşması amacıyla TCMB’nin tüm politika araçlarında kalıcı ve güçlendirilmiş liralaşmayı teşvik eden geniş kapsamlı bir politika çerçevesini gözden geçirme süreci devam etmektedir. TCMB, fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda enflasyonda kalıcı düşüşe işaret eden güçlü göstergeler oluşana ve orta vadeli yüzde 5 hedefine ulaşıncaya kadar elindeki tüm araçları liralaşma stratejisi çerçevesinde kararlılıkla kullanmaya devam edecektir.
ŞEFFAFLIK VURGUSU: Fiyatlar genel düzeyinde sağlanacak istikrar, ülke risk primlerindeki düşüş, ters para ikamesinin ve döviz rezervlerindeki artış eğiliminin sürmesi ve finansman maliyetlerinin kalıcı olarak gerilemesi yoluyla makroekonomik istikrarı ve finansal istikrarı olumlu etkileyecektir. Böylelikle yatırım, üretim ve istihdam artışının sağlıklı ve sürdürülebilir bir şekilde devamı için uygun zemin oluşacaktır. Kurul, kararlarını şeffaf, öngörülebilir ve veri odaklı bir çerçevede almaya devam edecektir.”